Bomba seslerinin, bebek, çocuk seslerine üstün geldiği hiçbir savaş için haklı bir sebep bulunamaz. Çocukların koşup oynamak yerine, mermilerin altında, açlıkla boğuşup insani haklarından mahrum kaldığı hiçbir dava haklı olamaz…
Önce bir ümmetin sonra bütün insanlığın büyük imtihanıdır Gazze. Bir şehidin şehadet şerbetini içerken attığı o son bakıştır…
Ufacık bebeklerin kundaklara değil, kefene sarıldığı, bir annenin döktüğü gözyaşlarının, şahit olduğu davanın yazıldığı yerdir Gazze.
Çocukların ninniyle uyutulduğu değil, bombayla öldürüldüğü, sokaklarda kuş cıvıltıları yerine ana-baba feryatlarının yankılandığı şehirdir Gazze…
Dünyada milyonlarca yemek, su çöpe giderken binlerce çocuğun açlıktan ölmek üzere olduğu o mahzun yerdir…
Söz konusu bir Avrupa devleti olunca sözde ilerici Batı'nın dilinden düşürmediği insan-çocuk haklarının yerle bir edildiği, sözde kadın hakları savunucularının görmezden geldiği, büyük davanın merkezidir Gazze…
Gazze, elinde uçurtması ve yanında arkadaşlarıyla masumca oyun oynama çağındaki çocukların naaşlar arasında kalmış korkulu gözleridir.
Kendi ülkelerinde, rahat ve huzurlu olmalarına rağmen boykot etmeyenlere karşın elinde boş kabı ve dilinde duasıyla bir annenin dünyaya verdiği derstir…
Ya şehittir ya da gazi, insanlığın kanayan yarası ve müminin duasıdır Gazze.
Bir çocuk kadar masum, mahzun ve mazlumdur. Ve en çok da bir ümmete kırgındır Gazze…
Betül Burcu
Bir çocuk yaşardı filan köyünde
Tam büluğ çağında kahretti çocuk
Anneden öksüzken akran oyunda
Bir çile ağında kahretti çocuk
Müzmin bir ayrılık düşürdü ağa
Sonra babasını koydu toprağa
Sırtını dayadı vahşi bir dağa
Çakallar dağında kahretti çocuk
Bu sinir harbinde oldu şizofren
Ailede yokken böylesi bir gen
Henüz çocuk yaşta kaçtı bu tren
Pişip dert yağında kahretti çocuk
Elinde katları yatları yoktu
Yıllarca dinmedi gözyaşı aktı
Hayata küsüp de yılları yaktı
Katıksız öğünde kahretti çocuk
İnsanlık gaflette, o hep zikirde
Hak yolunu bulmuş salih fikirde
Yalnız Allah'ına boyun büker de
Şeytanlar düğünde kahretti çocuk
Durmuş Tunacık
HİPERTANSİYON: Bu hastalarda birçok başka hastalık ve olumsuz şart da bir arada bulunabilmektedir. Aile hikâyesinin bulunması genellikle ön plandadır. Ortalama 40-45'li yaşlardan itibaren ebeveyninde tansiyon yüksekliği bulunanlarda kilo fazlalığı, kan yağlarında yükseklikler klinik öncesi şeker hastalığı gibi birtakım eşlik eden durumlarla bir arada tansiyon yüksekliği de beklenmelidir. Primer hipertansiyona halk arasında ‘asabi tansiyon’ denmektedir. Gerçekte kişinin asabiyetiyle bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu vakalar damar iç yapısında başlayan hatta beyindeki bazı salgıların dahi işe karıştığı cidden karmaşık bir mekanizma ile oluştuğu ve devam ettiği bir gerçektir. [https://www.turkiyehastanesi.com]
Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...